Cildiniz Kaç Yaşında Biliyor musunuz?

Cildimiz bizi koruyan dışarıya estetik olarak gösteren gerçekten de nasıl baktığımızı karşı tarafa indirebilen bir yapıya sahiptir. Yüzümüzdeki her çizgi elimizdeki her çizgi dilimizin üzerindeki kalınlaşma ya da çizgilerimizin derinlikleri ne yaşadıklarımızı apaçık ortaya koymaktadır. Kaşların çatıklığı ya da gözlerinizi sürekli kısmanızda yanaklardaki çizgilerin derinleşmesine etki etmektedir.  İsteğimiz dışında cildimizdeki görülen bu hareketlenme aynı zamanda cilt altında da hücrelerin kendini kapatması ile göstermektedir. Cilt esnek bir yapıya sahip olsa da sürekli yaptığınız her hareket öğrenilmiş hareket olarak cilde yansır ve cilt tarafından tanımlanarak benimsenir. Cildimiz nazik bir yapıya sahiptir. Sıcaklık, rüzgâr, yağmur, güneş gibi karşılaştığımız her türlü dış etken cilt üzerinde hasara neden olmaktadır. Kuruyan cildiniz çatlama reaksiyonu göstermektedir. Çatlaklar arasına yerleşebilecek mikrobik etkenler ciltte yaraların oluşmasına sebep olmaktadır. Derinliği bilinmeyen bu yaraların geçmesinde gençleştirici ürünlerde kullanarak yara altındaki tabakayı yenilemeniz gerekir.cilt bakımı, cildin yıpranma nedenleri, cilt neden yıpranır

Dış Etkenlerin Cildimize Zararları

Yazın cildimizin aşırı nemlenmesi cilt altındaki gözeneklerin kapanmasına ve kahverengi ya da siyah lekeler bırakmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte akneler ya da sivilceler oluşmasına etki eder. Akneler içleri irin dolu ve ağrılı belirtilerdir. Güneş ışıkları yüzümüzü ve ellerimizi direkt olarak gördüğü için cilde en çok zarar veren dış etkendir. Dışarı çıkarken cildinize uygun koruyucu kremler kullanmanız bu etkilerin direkt olarak cilde geçmesini engellemektedir. Ancak cildi kremler ve kapatıcılar ile kapatmamak gerekir. Gözeneklerin açık olması cildin hava akmasını ve yenilenmesini sağlayacaktır. Cilt yaşlanması cildin renginin değişmesine sebep olabilir. Eğer ki ailenizde ten rengi koyu değilse cildinizde mutlaka bir sorun var demektir. Genç yaşta ortaya çıkan bu renk değişimleri kullanabileceğiniz özel ürünlerle giderilebilir. Ciltte görülen aşırı kahverengi lekeler de yine bu yaşlanma belirtilerini göstermektedir. Cilt ultrason cihazları ile ince edebileceğiniz yüzünüzde derinin 3 kat alt katmanında cildin yapısı açığa çıkmaktadır. Daha derinlerde oluşabilecek etkileri engelleyebilirseniz cilt bozukluklarınız ortadan kalkacaktır. Lekeler koyuluk derecesine göre derinliğini gösteren izlerdir. Öncelikle cildin temizlenmesi ön planda tutularak lekelere çözüm bulabilirsiniz.

Banyo Sonrası Cilt Ve Vücut Bakımı

Banyomda çok fazla şişe var. Çok fazla kavanoz da var. Her ne kadar hiçbirinin içinde sadece “cilt kremi” yazmasa da, bu şişelerin ve kavanozların çoğunun içinde cilt bakım malzemeleri var. Onun yerine, bunların üzerinde yüz kremi, el losyonu, vücut losyonu veya ayak kremi gibi şeyler yazıyor. Gençliğimizi hatırlar mısınız? O zamanlar sadece Nivea vardı. Yaşam çok kolaydı. Canı gönülden biliyorum ki, bu şişelerin ve kavanozların üzerlerindeki etiketler değişken ve gelişigüzel ve benim gibi savunmasız, kendi kendine acıyan kadınların hiçbir işe yaramayan ürünlere astronomik bedeller ödemesi için konmuş, ama diğer taraftan hiçbir zaman beni, ayak kremini yüzüme sürerken göremezsiniz, ne olur ne olmaz diye.cilt bakımı, vücut bakımı, banyo sonrasında vücut bakımı

Burada, mesela lavabonun tam yanında, bir şişe StriVectinSD denen bir şey var. 2004’te beş dakika içinde bana, StriVectinSD’nin gençlik pınarı olduğu öğretilmişti.

Sonunda çıka çıka bir cilt losyonu olduğu ortaya çıktı. Bir şişesi küçük bir servetti. Ancak o sıralar, bir an için, StriVectinSD’nin, her şeyin çözümü olduğuna inanmıştım. Kozmetik tezgâhındaki hanım bana bu şişeyi satarken, sanki yasak döneminde yıllanmış bir şişe viski satıyor gibi davranmıştı. Daha yeni gelmişti* Bodrumdaydı. Sergileyemiyorlardı çünkü göz açıp kapayıncaya kadar biterdi. Sadece belli müşterilerin satın almasına izin veriyorlardı.

Şimdi banyo rafimda duruyor, ahmaklığımın diğer numuneleriyle birlikte. RetinA yıllarının, glikolik asit döneminin ve La Prairie modasının örnekleri, boş yere yer kaplıyor ve toz tutuyorlar. En yakın arkadaşlarımdan biri bir keresinde, bir çay kaşığı yüzlerce dolar tutması gereken küçük bir şişe La Mer kremi vermişti. Hâlâ duruyor, çünkü kullanmak için çok değerli.

Konu şu ki, yüzüm için kremim var. Kollarım ve bacaklarım için losyonlarım var. Banyom için yağım var. Ayaklarım için vazelinim var. Bu nemlendiricileri vücuduma sürmek için her gün kaç saat harcadığımı söylemeye başlamayayım. Buna rağmen hâlâ yüzümde sivilceler çıkıyor, kollarımda ve bacaklarımda sert bölgeler oluşuyor. Dahası, sırtımdaki deri o kadar kuru ki, ne zaman siyah bir süveteri üzerimden çıkartsam, sanki kar fırtınası varmış gibi duruyor. Ayak topuklarındaki derininse lif kabağı görünümü var.

Bakım söz konusu olduğunda, hiçbir noktayı atlamadığımdan eminim. Bakım dünyası her gün değişiyor. Benim yaşımdaki kadınların bu konuda daha neler yaptıklarını bilmiyor olabilirim (Daha geçen gün mesela, bir arkadaşım, hafif bir elektroşok da içeren yüz bakımı yaptırmamışsam, yaşamış sayılmayacağımı söyledi).
Bildiğim şu ki, zamanımın çoğunu bir parmağım su kanalında geçiriyorum ama buna, yapmamak için kendime söz verdiğim şeyler dahil değil, saçma sapan şeyler. Estetik cerrahi sınırlarına dayanan birçok şey yaptım. Ağzımdaki bütün dolguları, beyaz dolguyla değiştirdim. Tanrı adına yemin ederim ki, beni en az altı ay gençleştirdi. Arada sırada dermatologum, çeneme restaylen’e denen bir hipodermik şırınga yapıyor. Çenemdeki sarkık bölgeleri dolduruyor. Alnımdaki bir kırışık için iki kere de botoks yaptırdım. Bir keresinde dudaklarımı dolgunlaştırmak için yağ bile enjekte ettirdim, ama Afrikalı yerlilere benzediğim için bir daha yaptırmadım.

Ancak geçen gün, evsiz bir kadının yanından geçtim. Feministlerin günün birinde sokaklarda yaşayan evsiz barksız kadınlar haline gelmelerinden korkmalarını hiç anlayamam, ama sokakta torbalarını sürüyerek giden bu kadını seyrederken, en azından kendi versiyonumu gördüm. Olayı dramatize etmek istemiyorum, hiçbir zaman evsiz barksız kalmayacağım, ama sokakta yaşayan bu kadına benzemekten, haftada sadece sekiz saat uzağım. Kırık gri saçlar, eğer kendiminkini boyatmasam belki benim de olurdu. Şiş bir göbek, eğer her gün yemeyi arzu ettiğim şeylerin yarısını yeseydim, benim de olurdu. Kirli tırnaklar, çatlak dudaklar ve kaim kaşlar, eğer ıssız bir adada yaşıyor olsam, benim de istikbalim olurdu.

Haftada sekiz saat ve sayım devam ediyor. Yetmişlere geldiğimde, eminim ki iki misli daha fazla zaman alacak. Bu konuda tek avuntum şu ki, 80 yaşıma gelip işsiz kaldığımda en azından yapacak bir şeyim olacak. Tabii, bu bir şeyleri yapmak için bütün paramı harcamamışsam.