Dudak, yüzde estetik bütünlük sağlayan, konuşma ve sıvı gıdaların alımımında sfinkter fonksiyonu önemli olan bir organdır. Kanser klinik olarak teşhis edilse bile tedavi için biopsi mutlaka yapılmalıdır. Biopsi tümörün negroz ve enfeksiyon içermeyen kısımdan yapılır, 3 mm’den az invazyon gösteren yüzeyel dudak kanserlerinde cerrahi ve radyoterapi ile tedavi eşit şansa sahiptir. 3 mm’den daha derin invazyon gösteren tümörlerde de iğne biopsisi ile tanı konarak cerrahi tedavi veya radyoterapi uygulanabilir. Ancak radyoterapi gören dudak kanserlerinde daha sonra skatris, radyodermit, kronik ülser olma riski yüksektir. Geniş tümörlerde radyoterapi yapılmışsa, buna bağlı mandibuler osteomyelit ve nekroz olabilir. Tl-T2-No-Mo olan tümörlerde cerrahi veya radyoterapi yakın tedavi şansına sahipken T3 ve T4’e gören tümörlerde cerrahi tedavi zorunludur. Radyoterapi bu vakalarda yardımcı tedavi olarak kullanılabilir. Dudak kanseri boyun lenf ganglionlarına metastaz yapmışsa radikal tümör eksizyonu ile birlikte radikal boyun disseksiyonu da gerekir.
Dudak Defektlerinde Onarım Yöntemleri
Radikal tümör eksizyonu için: tümörün, endürasyon sınırından itibaren 1-1.5 cm sağlıklı doku ile birlikte çıkarılması gerekir. Böyle bir eksizyondan sonra ortaya çıkan defekt total dudak uzunlğunun 1/3’den daha azsa yara kenarları primer kapatılır. Defekt 1/3’den daha büyükse önce eksizyon yapılan dudakta kalan dokuları içeren yakin flepler, bu flepler yetmiyorsa diğer dudağı içeren Hepler kullanılır. Daha büyük defektlerde ise yanak flepleri, yakın flepler veya serbest flepler kullanılır. Dudak defektlerinin onarımında duyusal ve motor fonksiyonu koruyan sfinkter görevini bozmayan yöntem Karapandzcic yöntemi olup, bu teknikle üst ve alt dudakta 1/2’ye kadar olan kayıplar rahatlıkla kapatılır. Bu tekniğin tek dezavantajı mikrostomi yapmasıdır. Bu da 1.5 ay sonra yapılan basit komissurotomi ile düzeltilebilir. Burrow, Bernard yöntemi, nazolabial flepler, komissur defektlerinde Abbe ve Estlender flepleri en sık kullanılan diğer onarım yöntemlerindendir. T3-T4’e uyan tümörlerde defektler daha geniş olacağından cleltopektoral fasyokütan flep, müskulus pektoralis majör kas deri flepleri veya serbest flepler kullanılır. Boyun metastazı yapmamış Tl-T2’ye uyan dudak kanserlerinde uygun ve radikal tedavi yapılırsa 5 yıllık kür şansı %90’ın üzerindedir. Primer tümör yetersiz çıkarılmış, rezidivle gelen hastalarda radikal tedavi uygulanırsa, kür şansı %64’tür. Dudak kanseri boyun metastazı yapmışsa radikal boyun disseksiyonu ile birlikte tümör tam çıkarılırsa, kür şansı %50’dir. Mendibulaya invazyon gösteren, boyunda çevre dokulara fiks lenf ganglionu metastazı yapan, perinörol ve mukoperiostal invazyon gösteren dudak kanserlerinin prognozu kötü olup, kür şanşı %15’in altına düşer. Buradan anlaşıldığı gibi, dudak kanserinde tanı erken olursa ve erken tedavi uygulanırsa, yüz estetiğini, dudak fonksiyon ve görünümünü bozmayan başarılı sonuçlar almak mümkündür.
Yorum yapılmamış